fbpx
featured

Murat Ülker’den THY eleştirisi

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ülker (Kutsal/Kültür/Ticaret/Eğlence) olarak kategorize ettiği yazısında bu ülkeye uçuşlarında THY yerine neden Suudi Havayolları’nı tercih ettiğini de açıkladı.

Murat Ülker’in kendi sitesinde yayınlanan yazısı özetle şöyle:

” (…) İş insanı olarak yetişmemde Suudi Arabistan’da ve sair Körfez ülkelerinde Ülker operasyonlarımızın, orada kurduğumuz dağıtım ve fabrikaların payı büyüktür. Şu anda bisküvilerde Ülker ve McVitie’s markalarımızla pazar lideriyiz. Riyad ve Cidde’de iki fabrikamız var. Çikolatada Ülker ve Godiva markamızla pazarda başa güreşiyoruz. Her sene fabrikalarımızı ve piyasayı goyalarım. Zira inancım o ki bu iş yakın zamanda misliyle büyür. Biz de birkaç haftadır gündemden düşmeyen Fenerbahçe-Galatasaray Süper Kupa maçını Riyad’da izlemek için yola çıkmıştık, aslında bahanesiydi işin. Gerçi stada kadar gidip, bir saat bekleyip sonra izleyemedik ama, neyse hayrolsun. Aslında Riyad’a vardığımızda her şey çok güzeldi, havaalanına kadar tüm şehirde açıkhava iletişiminde bu maça yer vermişlerdi. Bazı Avrupa ülkeleri zaten bu tip final müsabakalarını burada yapıyorlar, hatta birkaç yıllık sözleşmeler yapmışlar.

SUUD HAVAYOLLARINI TERCİH EDİYORUM, ÇÜNKÜ…

Ben bu uçuşlarımda Suud havayollarını tercih ediyorum çünkü THY’nin kalkış ve varış saatleri oldukça geç ve pek zahmetli oluyor. Zaten Suud Havayolları, keza konsolosluk da bize maç için özel bilet teklif etmişti; velhasıl ağırlanacaktık, ama nasip değilmiş. Gerçi biz orada tartışmalardan uzak, Türkiye’de yaşanan maç gerilimini hissetmedik. Bana öyle geliyor ki, bu maç işinde biz kendi kendimize söylendik, elalem anlamadı bile. Neyse ki sırf maça gitmemiştik.

Suudi Arabistan’ı görmek istememin bir nedeni de Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından ortaya konan ‘2030 Vizyonu’ modernleşme projesi kapsamında yapılanları görmekti. Okuduklarıma göre ilk olarak 2030 vizyonu teknolojiye yatırımı içeren bir yönetişim stratejisi; demografik yapı kadınlar ve gençler lehine gelişiyor. Bu yeni ve dinamik neslin bireysel taleplerinin karşılanması kadar istihdamı da önemlidir. Eğitimli, genç ve artık kozmopolit Suudi gençler yeni projelerde yönetici pozisyonlara erişecek ve krallığın toplumsal ve ekonomik tercihlerini yaşama ve yaşatma imkanı bulacaklardır.

İSLAM, AŞİRETLER ARASINDAKİ BİRLİĞİN ÇİMENTOSU

Suudi Arabistan İslam’ın en önemli kutsal mekanlarına ev sahipliği yapıyor. İslam, ülkenin baskın toplumsal formasyonu olan aşiretler arasındaki birliğin çimentosu. Ayrıca İslam, krallığın dış politikada nüfuzunu arttıran ve geniş Müslüman kitlelerine ulaşmasının bir yoludur.

MÜŞTERİLERİN ÜRÜNLERİ ALMAK İÇİN YARIŞMASI MEMNUN ETTİ

(….) Ben piyasaya goya için çıktığımda tabii ekiple beraber yani o işi yapanlar ve amirleriyle birlikte oluyorum. Amacım onların en iyi performanslarını bana göstermeleri ve bunu beraberce değerlendirmemiz neticesinde belirlediğimiz standartlara onların sahip çıkmalarını temindir. Cuma günü orada hafta sonu, fabrika tatil, üretim yok, ama satış faaliyetleri devam ediyor. Onçin 29 Aralık Cuma günü Riyad’ın önemli market bakkalarında ekibimizle GOYA yaptık. Ülker, Godiva ve McVities markalarımızın pazarda gördüğü ilgi, raflardaki yerleşimi, daha biz oradayken müşterilerin birbirleriyle yarışır halde ürünlerimizi raftan alması beni çok memnun etti.

(…..) Goya yaptığımız marketlerde hem bizim markalarımızın gücünü hem de rakip markaların raftaki pozisyonlarını, market içi aktivitelerini gözlemledik. Türkiye’de görmediğim standlar, raf uygulamaları gördüm. Bu örnekleri topladım, yüklendim, memlekete getirdim.”

“(…) Ben 70li yıllarda ilk defa Mekke ve Medine mescidlerini ziyaret ettiğimde bazı kısımlar peygamberimizin zamanında olduğu gibi kumluktu. Bugün ise açık alanlar bile klimalı, her yere halılar serilidir. Devamlı temizlik ve dezenfeksiyon işlemi yapılır, soğuk su ve zemzem sunulur. Erişilebilir, yeterli ve temiz, modern tuvaletler vardır. Halbuki 622MS senesinde peygamberimiz Medine’ye geldiğinde Medineliler ona biat etmişlerdi, yani reis bellemişlerdi. O ise şehre misafir olarak yerleşmiş, sonra mescid ve evini inşa etmişti. Bunların zemini toprak/kum, duvarları kerpiçtendi. Mescidin sadece bir kısmı hurma dalları ile örtülmüş, gölgelikti.

MEDİNE’YE GÖÇE MECBUR OLMUŞTU…

(….) Düşünsenize Medine’de yaşadığı 10 yılda, kurduğu Medine şehir devletinden 630 yılında direnç görmeden doğduğu şehir Mekke’yi fethetmişti. Mekke’de yaşadığı 12 yılda Müslüman olanlar sadece birkaç yüzdü ve Mekkeli hemşehrileri canına kastettikleri için Medine’ye göce mecbur olmuştu. Ama artık bütün Hicaz O’na tabi idi, yarım milyona yakın kişi Müslüman olmuştu. O yaşayış şeklini ve yaşadığı evini, mescidini hiç değiştirmemişti. 632deki ölümünden sonra, yakın arkadaşları ve damadı “Olgun Halifeler” olarak 661 yılına kadar İslam topraklarını Kuzey Afrika, Orta Doğu’nun tamamı, Anadolu’nun büyük kısmı ve Batı Asya’ya kadar genişletmişlerdi ve yaşam şekli ve yaşadıkları yerler pek az değişmişti.

(,,,) 3 Ocak günü, seyahatimizin 6. günü bu kutsal beldelerde geçireceğimiz son gündü. Daha sabahtan bizi bir sürpriz bekliyordu. Açıkçası saat 11.00’e randevu alınmıştı ama tam olarak nereyi ziyaret ettiğimizi bilmiyorduk. Meğer gittiğimiz yer Mescid-i Nebevi’nin hemen kıble tarafındaki İslam Medeniyeti ve Peygamberin Hayat Öyküsü Müze ve Fuarı imiş. Başta belirttiğim 2030 vizyonu çerçevesinde bu müze de tamamen dijital ve 3 boyutlu maketler şeklinde inşa edilmiş bir müze idi. Müzeyi gezerken İslam medeniyetinin geçtiği aşamaları, peygamberimizin hayat öyküsünü, soy kütüğünü, akrabalarını öğreniyorsunuz. Özellikle de peygamberimizin yaşadığı dönemde Medine’nin 1/1000 ölçekte yapılmış maketini incelemek, evini izlemek değişik bir etki bırakıyor insanda (https://salamfairs.com.sa/ar)

BİZE ÇOK ŞEY ANLATMIYOR MU ?

(…) Hurma liflerinden yatak ve yastığı, eşyasız tek odadan ibaret evi, öldüğünde defnedildiği evindeki mezarının sadece yerden bir karış yükseklikte bir ham toprak yükseltisinden ibaret olması ve mezar taşı, lahit, duvar gibi bir yapının olmaması bugün bize çok şey anlatmıyor mu?

KUTSAL TOPRAKLARDA 6 GÜN… BİZE ÇOK İYİ GELDİ

(….) Böylece kutsal topraklarda geçirdiğimiz 6 tam günün sonuna geldik. Goya’larıyla, ziyaretleri ile, ibadetleri ile dolu dolu, mutlu, mesut nasıl geçtiğini anlamadığımız 6 gün oldu. Umarım size de nasip olur. Bize çok iyi geldi.

Ekte Mekke ve Medine’den insan manzaraları içeren birkaç fotoğrafı da sizinle paylaşmak istiyorum. 72 milletten Müslüman nasıl şahane bir şekilde, huzur içinde, saygı ve mutlulukla bir araya gelip değişik insan manzaraları oluşturuyor diye…”

patronlardunyasi.com

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Murat Ülker’den THY eleştirisi
Giriş Yap

Beyaz Yakarış ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!