Büyük hayallerle üniversiteye girilir ve lise dönemindeki çalışma zahmetine katlanmış olmanın adeta bir ödülü mesabesindeki üniversiteye gelince teneffüse çıkılır. Kendini geliştirmek, çağın gereklerine uygun donanıma sahip olmak ve kendi mesleği ile ilgili gelişmeleri takip etmek, üniversitenin son sınıflarına bırakılır. Böyle bir durumda mezun olan kişilerin iş bulma süreci oldukça uzar. Unutmamak gerekir ki, üniversiteler her sene 600 bin mezun verir ve bu iş bulma yarışının gittikçe zorlaşması anlamına gelir. Bu zorlu parkuru kendiniz için avantajlı kılmayı düşünmelisiniz. Bunun yolu, etkili bir özgeçmişe sahip olmak…
Benim Akademik Başarım Bana Yeter
İyi bir özgeçmişe sahip olmakla ilgili bilgi vermeden önce şu konuda bir ikaz yapalım. Artık akademik başarının çok fazla önemi yok. Aslında böyle bir başarı, şirketler için hiçbir zaman kayda değer bir nitelik olarak görünmedi. Çünkü üniversite eğitim sistemi daha çok teoriye dayalıdır. İş hayatı ise, pratik odaklıdır. Dolayısıyla akademik başarısı içerisinde bir buluşa veya icada imza atmamış birisinin diploma notu çok da dikkat çekici değildir. Bunu söyleyen elbette ki biz değiliz, iş dünyasının önde gelen kişileri.
Etkili Özgeçmiş Nasıl Geliştirilir?
İyi bir özgeçmişe sahip olmak, işe giriş garantisi sağlamaz. Ancak mülakata davet edilme garantisi sunar. Özgeçmişte yazan vasıflar, özellikler, kendinizi tanıtma biçiminiz, mülakatta sorulacak sorularla ne kadar gerçekçi olduğu anlaşılır. Mülakattaki gösterilen performansa göre de, işe alınabilir veya alınmazsınız. Dolayısıyla özgeçmişi hazırlarken mülakata çağrılıp, bir teste tabi tutulacağınızı unutmadan hazırlamanız gerekir. Aksi durumda mahcubiyet yaşamanız mümkündür.
1. Yazmayın, Gösterin.
Birçok kişinin en çok yaptığı hatalardan biri kendisi hakkında sürekli yazmak. Ancak yazılan yeteneklere dair herhangi bir proje ve çalışma göstermemek. Halbuki, iyi takım lideri yeteneğinizi bir sivil toplum kuruluşunda yürütülen projedeki başarıyı göstererek anlatmak çok daha etkilidir. Kısacası az laf, çok proje ve iş göstermek daha doğrudur.
2. Gerçekleri Yazın, Hayali Değil.
Özgeçmişte yapılacak en büyük hatalardan biri yanlış bilgilere veya hayallere yer vermektir. Hayal olanlar, pasif kalır. Yanlış bilgiler ise, sahtekar gözüyle bakılmanıza neden olur. Yapmanız gereken kendinizden ve başvurmak istenilen pozisyon ilanındaki beklentilerden yola çıkarak, en gerçekçi ve etkili özgeçmişi hazırlamak.
3. Pozisyon Odaklı Bir Özgeçmiş Hazırlayın.
Yeni mezun biri üzerinde bir baskı oluşur. Özellikle mezun olmasına rağmen uzun süre iş bulamamış kişi üzerinde hem maddi hem manevi bir baskı medyana gelir. Bu baskılar nedeniyle kişinin sağlıklı düşünmesi oldukça zorlaşır. Bir özgeçmiş hazırlar ve kendisi ile ilgili olsun olmasın birden fazla iş ilanına başvuru yapar. Daha sonra da birilerinin kendisini aramasını bekler. Ancak asla böyle bir arama gerçekleşmez. Bu durum, iyice moral bozar.
Sonuç olarak bu şekilde toptancı mantığı ile hareket etmeyin. Kendi alanınızla ilgili iş ilanlarını inceleyin. Her ilanda, pozisyon için istenilen özellikler ve yeteneklere yer verilir. Bunları not edin, hangilerinin sizde var olduğunu ve var olanların hangi projelerle desteklenebileceğini düşünün. Eksik olan tarafları da yazın. Bunları geliştirmek için kurslara, seminerlere ve sivil toplum kurumlarına katılın. Bu şekilde yapmanız iş bulma sürecinde kaybedilen zamanı daha mantıklı ve doğru değerlendirmenizi; ve sonucunda da işle ilgili aranılan yeteneklere sahip olmanızı mümkün kılar.
Şunu asla unutmayın. Yemek yapan bir firmaya başvuru yapmadığınız sürece yetenekler arasına “yemek yapmayı severim” gibi notlar yazmak doğru değildir. Ya da, bir editör veya arşivle ilgili bir yere başvuru yapmadığınız sürece yetenekler arasına “kitap okumak” yazmak çok da mühim değildir. Yapmanız gereken şey, pozisyon için aranan kriter ve özellikleri dikkate almak ve ona uygun bir özgeçmiş hazırlamak.

Dört duvar arasına sıkışan, bilgisayarla yaşayan, e-postalar ile boğuşan beyaz yakalıların dünyası.